9 Nisan 2008 Çarşamba

Evimdeki Çekirge

Evimdeki çekirge

Bu sene bu evdeki ikinci çekirgem… Mutfakta tüpün arkasında yaşayan kendi çapında bir dünya… Geceleri hiç yılmadan beni çıldırtmak için elinden gelen her şeyi yapı.p bütün gece cırt’layan ve bundan bir türlü usanmayan o küçük canlı… Onu bulmak bile 3 günümü aldı ve inan bana o sinir harbiyle bulsaydım hiçte arkadaşça davranmayacaktım konuda şahsı geçen şâhısa…

İlk başları benim için gece uyumamı engelleyen bir etken gözüyle bakıyordum… Bir müddet sonra, sadece ruhların olduğu bu buhranlı mekânda benden başka yaşayan tek canlının uykularımı kaçırmaya yeminli o küçük, uyuz ve iğrenç sesli çekirgenin olduğunu fark ettim… Sanki yalnızlığımı paylaşıyordu… Benim hayatımın bir parçası oluvermişti birden… Artık onsuz ve o uyuz cırtlama sesi olmadan uyuyamaya başladım… Tabi bu benim için sadece bir süreçti ta ki onun cırtlama sesiyle uyumaya çalıştığım bir gece izlediğim bir belgesele kadar… Belgeselde çekirgelerin kendi eşlerine olgun bir birey olduğunu ve bunu onlara anlatmak için o iğrenç sesi çıkardıklarını öğrendim… Sonra bir müddet sadece bunu düşündüm…

Hadi sende hayal et… Benim hayatımı yaşa bir an için… Evinde son sesle bağıran kendi eşini arayan ve hayata bir nevi isyanla karışık, hiç yılmadan usanmadan vazgeçmeden çok büyük bir kararlılıkla her gece hiç durmadan bağıran bir karakter düşün… Mutluluğu için ya da daha cüretkâr bir tabirle mükemmel aşkı için hiç yılmadan her gece durmaksızın isyanlaşan o kararlı ses… Bunu her düşündüğümde çok büyük bir saygı duyuyorum o küçük canlıya…

Buraya kadar her şey normal… Ya ben… Dört duvarın arasında saklanan, her şeyden korkan, artık ayakta kalmak için sebepler bulmakta zorlanan ben… Ne kadar hüzünlü bir hikâyeyi perdeliyor muşum hayatımda… Acınılacak bir hayat… Ben o küçücük canlı kadar cesur olamamışım, onun kadar güçlü de olamamışım… Ben o dört duvarın arkasında, duvardaki çatlaklardan hayatı izleyen adam, korkaklıkla karışık bir hayatı yaşayan ben… Sevdiğim kişinin karşısına çıkı.p “seni geri istiyorum” demekten korkan… Kendimi bir kafese mahkûm eden, tekrar hayal kırıklığı yaşamaktan korkan ben… Ne yazıktır ki kendimi o çekirgeyle her kıyasladığımda kendim için hep kötü sözler düşüyor hesabıma… Kendi çığlıklarımı düşünüyorum… Kimsenin duyamayacağı yükseklikte… Benim hayatım için bu çığlıklarıma verdiğim isim “Radical Noise”…


Hiç yorum yok: