9 Nisan 2008 Çarşamba

Şu soruma cevap verin

Şu soruma cevap verin;

Kalbinizin derinliklerinde, dünyada kimsenin size aldırmadığını ve hiç kimsenin sizi sevmediğini düşünseydiniz… Yiyecek, elbise, ev, aile, zenginlik, basarî ve üne olan ilginizi yitirmez miydiniz? Kendi kendinize 'Yasamamın ne yararı var…' diye sormaz mıydınız? Şu anda en sevdiğiniz kişinin sizi sadece kendi çıkarı için sevdiğini anladığınızı bir düşünün... Dünya birden bire başınızın üstüne çökmez miydi? O an yasam size anlamsız gelmez miydi? Diyelim sıradan bir yaşamınız var… Günlük yaşıyorsunuz… Günün birinde gerçek, derin ve doyurucu bir sevgi bulacağınızdan umudunuz olmasa, kalan hayatinizi nasıl yasardınız?

Hayatımın geri kalanına her baktığımda anlamını yitirmiş hikâyelerle karşılaşıyorum… Yitirilmiş aşklar, arkadaşlıklar, dostluklar… Ne kadar hazin bir çağda yaşıyorum… Değerlerin hiçe sayıldığı, duygusuz, acımasız, duyarsız bir dünya burası… Türk filmlerinden kalma duygularım aşka, arkadaşlığa, dostluğa dair… Onlar kadar şanslı olamamışım… Düşünüyorum birkaç sahne bile geliyor aklıma… Arkadaşının hayatı için kendi hayatını feda eden dostluklar, uğruna ölümü bile göze alınmış aşklar, bütün çilelere ortak olmuş bütünleşmiş aileler… Sende düşün eminim en azından bir iki sahne gelir aklına… Ama ne yazık ki insanlar kandırılmış yokmuş böyle şeyler… Günümüzde tek porsiyonluk arkadaşlar, aşklar yaşanır olmuş… İnsanların değerleri çürümüş…

Bu hayatta benim için güzel olan her şey hayal kırıklığı oluyor… Ve her seferinde hayatımı sil baştan tekrarlıyorum… Sürekli yeni olan her şeyin tadına bakmak zorunda kalıyorum… Sanırım buraya kadar… Ben bundan sonra ne istediğimi biliyorum; bana bir porsiyon arkadaşlık, lütfen acılı olsun…

Hiç yorum yok: